21 Mayıs 2007 Pazartesi

Soğuk Savaş Satrancındaki Gizli Koz: Türkiye





Acaba Demokrat Parti'ye karşı gerçekleştirilen 60 ihtilalinin Adnan Menderes'in SSCB'ye yakınlaşmasından rahatsızlık duyan ABD ile bir bağlantısı olabilir mi?
Türkiye'nin demokratik hayata geçişi ile 10 yıl başbakanlık koltuğunda oturan Adnan Menderes, 27 Mayıs 1960 darbesi olmasaydı bir buçuk ay sonra SSCB'ye gidecekti. Menderes'in 12 Temmuz 1960 tarihinde yapmayı düşündüğü ziyaretin nedeni ise sanayileşmek için ABD'den alamadığı kredileri Sovyetler'den sağlamaktı. Ancak darbe ile yönetimi ele geçiren Milli Birlik Komitesi, Menderes'i idam sehpasına gönderdi. Darbeye en çok sevinen ülke ise ABD oldu. Amerika'nın sevincinin ya da bir iddiaya göre askerleri desteklemesinin, son dönemlerinde Menderes'in Sovyetler'e yönelmesi ve iyi ilişkiler kurmak istemesi ile bir bağlantısı olabilir mi?

Dr. Melih Aktaş tarafından kaleme alınan "1950-1960 Demokrat Parti Dönemi Türk-Sovyet İlişkilerinde Amerikan Faktörü" isimli kitapta, Türkiye'nin demokratik hayata geçişinden sonraki dış politikası anlatılıyor. İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra güvenlik olgusu ile karşı karşıya kalan Batı, Türkiye'nin önemini yeni keşfetmişti. Savaştan sonra Amerika ve Sovyetler en güçlü devlet olarak dikkat çekiyordu. Batı, Sovyetler'in saldırgan politikasına karşı NATO'yu kurarken, ABD 1947'deki Truman Doktrini ve Marshall Planı ile Türk dış politikasındaki etkinliğinin ilk adımını attı. SSCB'nin Boğazlar ile ilgili taleplerine tepki gösteren Türkiye ise tamamen Batı'ya yönelirken, aslında soğuk savaş satrancının en gizli kozuydu. Amerika, ekonomik yardımlarla Türkiye üzerindeki etkinliğini artırmak isterken, DP, artan ABD baskılarına karşı 1960 başlarında SSCB'ye yanaşma teşebbüsünde bulundu. Ancak, 27 Mayıs darbesi bütün umutları suya düşürdü.



Mavi forum

0 yorum: