31 Mayıs 2007 Perşembe

Mustafa Işık ve şiirleri !!!!!!!

Şair Mustafa Işık, şiirdeki aydınlanma coşkusunu, yeni bir boyutla öğrencilere taşımağa çalıştı

Sanat, konumuz özelinde şiir, yazarının duygu ve düşünceleriyle yoğun bir paralellik içinde yaşamını sürdürür. Bu duygular ne yönde akıyorsa, şiiri oluşturan sözcükler de aynı tınıda ses verirler.
1955 yılında Malatya’nın Doğanşehir ilçesinde doğan ve Sivas Öğretmen Okulu’nu bitirdikten sonra Mardin ve Diyarbakır’ın çeşitli okullarında öğretmenlik yapan Mustafa Işık, şiirdeki aydınlanma coşkusunu, yeni bir boyutla öğrencilere taşımağa çalıştı. Ne ki: “Telaşım var/ Bekle diyemem ey ömür” dese de, darbelerin elleri onun yaşamına da el attı. Mustafa Işık’ın o günleri r “Elimde Ay Kırıkları” adlı kitapta (Broy Yayın 1998) “…Ancak 70’lerin militan eylem ortamında şiir ve resimlerini cebinde saklama olanağı bulamadı. 12 Eylül günlerinde, kimilerinin tersine, cezaevi onun sanat ateşini küle döndürdü” diyerek dile getiriliyor. Bu kitap, aynı zamanda ressam olan Işık’ın o döneme ilişkin şiirlerini içeriyor.
“Yaramda Parmak İzim” adlı şiirde: “Ey ülkem/ Ne çok ırmakmışsın/ Ne çok çocuk” diyerek kapılarını hayatın gerçeklerine açan şairin ikinci kitabı, “Ellerim Kuş Sürüsü”. ( Broy Yayın. 2001)
Cezaevlerinde kalmış şairlerin çoğunda görülen sert, kavgacı bir söylem yok Mustafa Işık’ın şiirlerinde. Geriye dönüp, yaşadığı dönemin yıkıntılarına bakarken de, Afrika’nın aç ve Filistin’in taş atan çocuklarını şiirleştirirken de gerçeklerin ayırdına çok doğru bir biçimde vardığı görülüyor. Bu bağlamda, sözcüklere kendi yaşamından yüklemeler yapıyor. Bunun sonucunda şiirleri, acıların üstesinden gelmiş bir bilgeliğin izlerini taşıyor. Kitaba adını veren şiirin son bölümündeki:
“Ellerin/ Dünyanın bütün terlerinde/ Ve sarar yaralarını çocukların/ Yangın yerlerinde/ Ellerin/ Bir kuş sürüsü/ Birlikte uçarız ülke ülke/ Çekme/ Kuşlar da üşür/ Düşler de// dizelerinde görüleceği gibi; şair, imgenin ve uyağın tuzağına düşmeden yapılandırıyor şiirlerini.
Mustafa Işık’ın son çıkan kitabı “Yakanıza Yapışan” (Günizi Yayın 2005) adını taşıyor. Şair, diğer kitaplarında olduğu gibi, bu kitabında da söylemini birinci tekil şahıs ağzından sürdürüyor. Bireyin acılarını, kendi yaşamındaki acılardan boylandırarak toplumsal acılarla daha vurucu bir biçimde buluşturuyor. Başka bir deyişle, acının evrensel boyutunu yakalıyor.
“…Bunu saymam baba/ Kırlarda koşmadık birlikte/ Oynamadık/ Bakmadık bile şaşarak/ Oltada çırpınan balığa/ Dalmadık kalabalığa/ O güzel insan kokusuna/ Bunu saymam baba/Yeniden seviş annemle// Aferinlerim kaldı öğretmenimde/ Arkadaşlarımda mızıkçılığım/Bunu saymam baba/ Seviş yeniden annemle// Bunu saymam baba/ Su da saymaz/ Toprak da// Alın terimin tadını/Ağzından kuzgunların// dizelerini alıntılayarak bir bölümünü örneklediğim “Bunu Saymam” şiirinde Işık, yalnız büyüklerin değil, çocukların da hayatın ve ilişkilerin içinde çoğalan acılarını arabesk bir kolaycılığı yeğlemeden dile getiriyor.
Mustafa Işık’ın bir başka özelliği de, çiçekten böceğe, yapraktan ağaca, güvercinden kuzguna, yağmurdan fırtınaya ve daha birçok doğa olaylarına, daha doğrusu doğa üretilerine, şiirlerinde ağırlıklı bir yer vermesi. En çok kullandığı sözcükler ise, çocuk ve aşk.
Bakın, cafcaflı sözlere alan açmadan, yalakalık yapmadan, dünyamızın, özellikle de çocukların yaşadığı kıyımı sanatın süzgecinden geçirerek “Kim Vurulur Kim Ölür” adlı şiirindeki altı dizede nasıl veriyor şair. İster Filistin’in çocukları için düşünün bu şiiri, ister Afganistan’ın, isterseniz sömürülen herhangi bir ülkenin.
“Çocuk ey/ Kanı sokağa can veren/ Ey pırlantası insanlığın/ En son Ramallah’ta/ Vurulan Sensin/ Ölen insanlık//
Aşk ise bir anahtar sözcük Mustafa Işık’ın şiirlerinde. Düşlerden gerçeklere, topraktan tohuma uzanan, başka bir deyişle; doğaya, hayata ve insana kapılarını açmayı direten bir sözcük.
Yumuşak izlenimli, ama yakıcı olan bir rüzgarın içinde kararlı adımlarla bir yürüyüşe tanık olmak istiyor ve toplumcu gerçekçi şiirin ülkemizdeki konumuna kulak vermek istiyorsanız, Mustafa Işık’ın şiirlerini de tanımanız gerekecek.




Mavi forum

0 yorum: