Siyasetten uzak durdugu ileri surulmus Ahmet Hasim, 'Cayname'deki Dogu-Bati meselesini derinden kavramisti Kitabin kapaginda, cok sik, fakat dumduz yazilar. Bizim kusak -1949 dogumluyum- boylesi yalin kapaklara alisik degil. Hele ben ille 'kapak resmi' hastasiyim. Romanin kahramanlari kapakta bes renkli gorunecek!.. Gelgelelim Cayname roman degil. Dedemlerin Sifa'daki Bakla Tarlasi Apartmani'na nereden gelmis Cayname, o kadar dikkatimi neden cekiyor, bellisiz... Yalniz yayin tarihi belli: 1944. Remzi Kitabevi 1940 sonrasinda 'Kultur Serisi'ne baslamis. Diziyi Prof. Suut Kemal Yetkin yonetiyor. Cayname Kultur Serisi'nin dokuzuncu kitabi. Rilke'nin Genc Bir Saire Mektuplar'i, Andre Maurois'dan Duygular ve �detler hep bu diziden. Stefan Zweig'dan Sanatta Yaratiligin Sirri da yakinda cikacaklar arasinda. Oyle anlasiliyor ki, 1940'larin okuru, altmis yil sonrasinin okuruna oranla, Turkcede daha agirbasli, daha akilli uslu kitaplari talep ediyormus. Cayname'nin kapagi Ihap Hulusi'nin bir eseri olabilir mi? Belki. Harflerin gorkemi oyle cagristiriyor. Bakla Tarlasi Apartmani'ndaki evde, kitaplik kucucuktu. Hep ayni kitaplari karistirir dururdum. Bu kitaplar ne eksilir, ne artardi. De Amicis'nin Cocuk Kalbi hosuma gitmisti bir tek. Cayname ise hicbir sey soylememekte uzun yillar diretti. Okakura Kakuzo'nun adini pek gulunc bulurdum, o kadar. Kakuzo! Kakuzo! diye boyuna yineledigimi hatirliyorum. Sonra Cayname'yi unuttum. Ahmet Hasim'in 1926 tarihli yazisina rastlayincaya kadar. Hasim, Cayname'den soz acmakla kalmamis; Aksam gazetesindeki kosesinde, Kakuzo'nun yapitindan 'Cicekler' ve 'Cay Odasi' bolumlerini de yayimlamis, ustelik kendi cevirisiyle. (Yaziyi ve cevirileri, Inci Enginun'le Zeynep Kerman'in hazirladigi Ahmet Hasim Butun Eserleri III'e bulabilirsiniz.) 'O Belde' sairi, feministleri sinirlendirecek bir saptayimla basliyor yazisina: "Boyali dudaklarin, giybet (arkadan cekistirme) veya haset ve iftira zevklerini tatmin etmek icin her gun beste toplanmak ve konusmak uzere ittihaz ettikleri cay, pisirilmesi resim gibi, siir gibi bir sanat teskil eden, icilmesi zarif birtakim merasime tabi olan adeta kuds� ve remz� (simgesel) bir ickidir." Ahmet Hasim'in Cayname'yi bunca sevip okurlarina tanitmak istemesi yalnizca eserdeki cicekler, ritueller, mimari ve tasvirler dolayisiyla degil. Gerci sakayiklardan soz aciyor. Soz acmadan duramamis. Yaban kasimpatilarla 'bir bambu pambu parmakligin arkasindan' konusan sairi de unutmamis. Ama siyasetten uzak durdugu ileri surulmus Hasim, Cayname'deki Dogu-Bati meselesini cok derinden kavramis. Evirip ceviriyor, daha 1926'da, Bati'nin Dogu'yu anlamamakta, hatta kucumsemekte diretmesini, Kakuzo'nun yazdiklarindan yararlanarak vurguluyor. Kakuzo, "Bati, Dogu'yu ne zaman anlayacak, yahut anlamak isteyecek acaba?" diyor. Ardindan, bir-iki sayfa, Dogulularin Bati'ya buyuk hayranligini ozetliyor. Ince bir istihzanin esliginde: "Ne yazik ki Bati'nin takindigi tavir, Dogu'yu anlamaya pek o kadar musait degildir. Hiristiyan misyoner memleketimize ogrenmek icin degil, ogretmek icin geliyor. Ogrendigi seyler de, memleketimize ugrayip gecen seyyahlarin inanilmamasi lazim gelen masallarina degilse bile, cok genis olan edebiyatimizdan birkac zavalli tercumeye dayaniyor." (Ali Suha Delilbas cevirisi.) Cayname yazari bu sozleri sanki simdinin Turkiye'sine ve Turk edebiyatina Bati'nin yaklasimi icin dile getirmis.. Cayname siyasal itirazlarindan sonra birdenbire harik�lade ciceklere, cay icerken konusulacak siirli konulara, cay odasinin gonul dinlendiren dosemesine aciliyor. Savaslara gulle ve krizantemle hucum ettik! diyor... Nebatlari kendi muhitlerinden ayirmayin, saksidaki cicek eziyettir! diyor... Vazodaki zambak hayatin cilginligina gulumsuyormus. H�l� gulumser... |
0 yorum:
Yorum Gönder